11 Ocak 2009 Pazar

24 ARALIK ÇARŞAMBA

Merhaba arkadaşlar geçtiğimiz ay Afyonda idim 24 Aralıkta yapılan ''DİLSİZ AVRUPA OLMAZ'' adlı oryantasyon eğitimi için Afyona gittim orada projede ne yapılabileceğini kendimizi geliştirmediğimiz taktirde neleri kaybedeceğimiz anlamama olanak buldum. Öncelikle dilsizm avrupa olmaz adlı konferansta herkesin bildiğini var saydığım 'Bir dil bir insan.' manteritesinin her yerde geçerli olduğunu gördüm. Evet söylenen söz gerçektende doğru bir dil bir insan ne kadar çok kendimizi ifade etmek için bir şeylere çaba harcarsak onun karşılığını mutlak surette belki hemen belki bir süre sonra alacağımıza inanıyorum. Konferansta konuşmacıların değindiği temel konu ingilizce ve ingilizcenin ne denli önemli olduğuydu. Evet ülkemizde ingilizcenin ne kadar üst düzey??? olduğunu söylemek benim haddime değil ancak çevrende edindiğim izlenimleri soracak olursanız hiçte iç açıcı değil. Çünkü bakıldığında sadece kağıt üzerinde yabancı dilimiz ingilizce daha ötesine gitmek için pek bir çaba sarf ettiğimizi sanmıyorum. Global dünyamızda artık herkesin birbiri ile etkileşim içinde olduğu şu dönemde bizim bu denli önemli bir konuyu atlamamız bence çok büyük bir handikap. Tabi bu en başta benim için geçerli olan bir durum :)))Şu bir gerçekki artık ' DÜNYA İNGİLİZCE DÖNÜYOR' demek pek abartı olmaz sanırım. Ancak bunun yanında ingilizcenin tek çöcüm olmadığını ne kadar dünyanın dili olursa olsun tek başına anlamını yitirdiğini bizzat öğrenmiş ve yaşamış olan Ahmet GÜREL kardeşimden öğrenme şansını buldum. Bana anlattığı bir anekdot u aktarayım kendisi ispanya gezisinde ''İspanyada otele gittiğimizde resepsiyonistin ingilizce sorularımıza ispanyolca cevap verdiğini gördük. Adama derdimizi ancak vucut dilimizle anlatabildik. İspanyada iken şunu gördüm İngilizce herşeyin çözümü değil.'' demesi bence yeterli bir sebeptir. Evet dil hakkında söyleyecek çok şey var ama biz bu kadarı ile yetinelim.

Hiç yorum yok: